Hacettepe Üniversitesi öğrencilerinden 1 Mayıs çağrısı | Özgür, eşit bir gelecek için alanlara
Hacettepe Üniversitesi öğrencileri sıra arkadaşlarını 1 Mayıs’a katılmaya çağırdı. Öğrenciler, “Bu mücadelenin önemli bir parçasıyız” dedi.

Fotoğraf: Evrensel
Hacettepe Üniversitesi öğrencileri 1 Mayıs öncesi gazetemize yazdıkları mektuplarda neden 1 Mayıs’a katılacaklarından bahsetti. Sıra arkadaşlarını da 1 Mayıs’a katılmaya davet eden üniversite öğrencileri, işçi yaşının 13’e kadar indirildiğini, çalışma koşullarının her gün daha da zorlaştığını vurgulayarak, mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı.
‘Birlikte yürürsek bir şeyler değişir’
Dil Konuşma Terapisi Bölümünden bir öğrenci sözlerine, “Bu mektup gençlikten duyanlara” diyerek başladı. Gençliğin neden 1 Mayıs’a katıldığını anlatan öğrenci, “Çünkü biz artık sadece izlemek istemiyoruz, sesimizi duyurmak istiyoruz. Geleceğimiz belirsiz, emeğimiz değersiz, hayallerimiz ertelenmiş olmasın istiyoruz. 1 Mayıs bizim için sadece bir tarih değil, var olduğumuzu hatırlatma çabası. Çünkü inanıyoruz. Birlikte yürürsek, bir şeyler değişir” ifadelerine yer verdi.
‘1 Mayıs insanca yaşam isteyenlerin sesi’
Mektup yazan Eczacılık öğrencileri ise, “1 Mayıs adalet, özgürlük ve insanca yaşam isteyen milyonlarca insanın sesidir. 1 Mayıs işçinin, emekçinin, sesini çıkaramayan her kadının, geleceği için direnen her öğrencinin, hukuksuzluk karşısında sindirilmeye çalışılan herkesin günüdür. İşsizlik, gelecek kaygısı, adil çalışma koşullarının sağlanmaması öğrencileri bu direnişin kaçınılmaz parçası kılıyor. Hakkını arayanın hukuksuzlukla karşılaştığı günümüz Türkiye’sinde her kesimin ‘biz de varız’ demesi değişimin başlangıcıdır, yeni bir düzenin habercisidir. 23 yıldır vatandaşın zulme uğradığı, hakkının gasbedildiği, emeğiyle kazanıp ödediği vergilerinin hiç edildiği, her tür özgürlüğüne prangalar vurulduğu, yaşam şartlarının günbegün düşürüldüğü bir koşulda iktidara karşı başka bir mücadele söz konusu olmalıdır. Genç kuşaklar olarak, halk olarak; işçi sınıfını ve mücadele gününü benimseyerek daha büyük bir birlik oluşturup dayanışma içerisinde haksızlıklara karşı beraber direnmeliyiz. Biz direndikçe vazgeçmedikçe kabullenmedikçe geri adım atan iktidar önünde sonunda bu gasba bir son vermek zorunda kalacaktır” diyerek anlattı. Eczacılık öğrencileri, “Günümüzde işçi ve emekçi bayramı olarak kutlanan 1 Mayıs aynı zamanda dayanışma, haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı ses çıkarma, bütün olma, öz ve öznellikten uzaklaşma günüdür” diyerek mücadele çağrısı yaptı.
‘Hayatını kaybeden öğrenciler için alanlarda olmalıyız’
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon öğrencisi ise işçi hayatının her geçen gün daha da değersizleştiği bir süreç olduğuna dikkat çekerek, “İşçi yaşının 13 yaşlarına indiği, öğrencilerin okullarını bırakıp çalışmak zorunda kaldığı, ihmallerden dolayı hayatını kaybettiği bu günlerde gündeme gelmeyen işçiler için 1 Mayıs’ta alanlarda sesimizi çıkarmalıyız. İşçi katillerinin cezalarının bile olmadığı bir durumda, işçi mücadelesinin yanında sesimizi çıkartmalı ve mücadele etmeliyiz. Alanlarda taleplerimizi hep birlikte dile getirmeliyiz” ifadelerini kullandı.
‘Hukuksuzlukları kabul etmiyoruz’
1 Mayıs sadece bir tatil günü değil, emekçilerin dünyanın dört bir yanında aynı ruhu hissettiği bir gün olduğunun altını çizen Diş Hekimliği öğrencisi, “Sermayenin sınır tanımaz hak ihlallerine, acımasızlığına karşı vicdani bir duruş temsil eder. Emekçi demek işçi sınıfı demek değildir, bizi yani öğrencileri de kapsar. Geçtiğimiz günlerde de şahitlik ettiğimiz gerek hukuksuzca iptal edilen diplomalar gerek öğretmenlerimizin haksızca açığa alınması gerek hiçbir hukuki dayanak gösterilmeden gözaltına alınıp psikolojik ve fiziksel şiddete maruz bırakılmamız gerek sınavlarda derece yapmamıza rağmen atanamamamız gerek taraflı mülakatlar; emeklerimizin hiçe sayıldığını, liyakatin ayaklar altında ezildiğini herkese göstermiştir. Bunların hiçbirini kabul etmiyoruz” diyerek 1 Mayıs’ta bu mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı.
‘Bu mücadelenin önemli bir parçasıyız’
“1 Mayıs sadece daha iyi çalışma koşullarının talep edildiği bir gün değil, kapitalist sistemin yarattığı adaletsizliklere karşı bir itiraz günüdür” diyen Tıp Fakültesi öğrencisi ise şu sözleri kullandı: “Her türlü emek sömürüsüne ve haksızlığa karşı verilen tarihsel bir direnişin sembolüdür. Geleceğimizi belirleyen eğitim kurumlarının piyasalaştırılması, geleceğimizin belirsizliği, mezun olunca yaşayacağımız işsizlik kaygısı biz öğrencileri bu mücadelenin çok önemli bir parçası haline getiriyor. İşçi sınıfının yaşadığı her türlü haksızlığa ve adaletsizliğe tepki göstermek için 1 Mayıs’ta toplumun bütün kesimleriyle birleşerek daha özgür, eşit ve insancıl bir gelecek için beraber haykırıyoruz.” (Evrensel)
Evrensel'i Takip Et